14 Mart 2017 Salı


Sonsuzun Hareketi.

Bir önceki firarımda bahsettiğim gibi, belli bir somut niceliği sonsuza bölebilir ve bunu kağıt üzerinde matematiksel bir ifadeyle gösterebiliriz. Burada sonsuzu somutlaştırmaktan ziyade somuttan sonsuza vardığımızı söylemek aslında daha doğru olur. Ama ne farkeder ki zaten, sonuçta aynı şey; Eşitliğin bir tarafında somut niceliğimiz, diğer tarafında sonsuzluk var. Sonsuz tane elemanı olan matematiksel bir seriyi aklımızda canlandırabilmek için yeterli olduğunu düşünüyorum bu algının.

Ama sonsuz sadece bundan ibaret değil. Şimdi sonsuzun öteki yüzüne bir bakalım. Somutlaştırmanın neredeyse imkansız olduğu, çok daha gerçekçi bir sonsuz bu. Tabiri caizse harbi ve delikanlı bir sonsuz bu. Aklımızın tecrübeleri dışında, algımızın sınırlarını aşan, büyüdükçe büyüyen, çoğaldıkça çoğalan, ucu bucağı sonu olmayan, matematiğin yıldızlarından biri o ünlü sonsuz;

1 + 2 + 3 + 4 + ... = sonsuz

Sonsuz tane ve sürekli artan elemanların toplamıdır bu. Aslında değişen sonsuzluk kavramının kendisi değildir elbette. Sadece ona bakış açımızdır değişen. Daha önce, elimizde olan bir şeyi sonsuza bölmüştük, başlangıç niceliğini bildiğimiz için de o sonsuzu anlamamız/kavramamız daha kolay olmuştu. Çünkü elimizdeydi zaten tüm o sonsuz elemanların toplamı. Tersten başlamıştık çünkü her şeye. Ama bu sefer baştan başladık ve çuvalladık, anlamadık, kavrayamadık bu yeni sonsuzu.


Sonsuzun bu ünlü simgesi içine düştüğümüz durumu özetliyor aslında. Bu birbirine bağlı yolda hiçbir çıkış noktası yoktur. Nereden başlarsan başla her zaman başladığın yere dönersin. Dönüp dolanırsın sonsuzun etrafında meraklı ve çaresiz. O sürekli artarken, büyürken ve senden uzaklaşırken sen bir kısırdöngüye girersin. Algının etrafında dolanırsın durmadan. Aklının ipleri birbirine dolanır, kördüğüm olursun her zaman. Sonsuzu anlayamazsın ne kadar çabalarsan çabala. Çünkü adı üstünde sonsuzdur o. Onu anlayıp da onunla ilgili düşüncelerini sonlandıramazsın hiçbir zaman.

Beni en çok etkileyen düşüncelerden biri olmuştur hep sonsuz. İyi ki anlayamıyorum, iyi ki çözemiyorum onu. Peşini bırakmayı hiç istemem çünkü. Bana bir kaçış noktası, kuytu bir sığınak olmuştur her zaman o. O bir sınır yahut sınırsızlık değil, sürekli hareket eden dinamik canlı bir organizmadır sanki. Sürekli artar yahut azalır. Kıpır kıpır devinim halindedir, hiç durmadan ilerler, sürekli büyür, küçülür, genişler, daralır, uzar yahut kısalır. Nereden bakarsanız size öyle görünür. Matematiğin pırlantası, evrenin incisidir o. Bizi gözümüzün uzandığı en uzak ufukların da ötesine götüren hayal gücümüzün rehberidir sonsuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder