27 Mart 2017 Pazartesi


Zaman Nerede?

Saat kaç? Bugün günlerden ne? Bugün ayın kaçı? Bu sorular belki hayatımızda en çok merak ettiğimiz ve sorduğumuz sorulardır. Çünkü zaman, hayatımızın en önemli parçasıdır. İnsanoğlu tarihi boyunca zamanı ölçmeyi ve bu ölçüyü hayatının ve zihninin en temel yapıtaşı haline getirmeyi başarmıştır. Zaman ayrılamaz bir parçamız olmuştur artık. Nasıl ki biyolojik bedenimizin çoğu sudan oluşuyorsa, zihinsel algımızın da büyük bir kısmı zamanın kumaşıyla dokunmuştur. Düşünmek, zamanın varlığıyla işleyen bir süreçtir çünkü. Örneğin beynimiz, bir düşünce yaratmak için bir dizi sıralı ardışık işlem uygular. Bu işlemleri zaman sayesinde sıraya koyup tek tek sonuçlandırır ve bu sonuçları birbirine bağlar. Gelin bir düşünce simulasyonu hayal edelim şimdi.

Bir elma dalından kopar ve yere düşmeye başlar. Bir adam bunu farkeder ve gözlerini düşen elmaya doğrultur. Yere düşen elmaya gözlerini dikmiş bakan bu adam o elmanın uzayda ve zamanda ilerleyip yere doğru hareket etmesini sağlayan gücün ne olduğunu düşünmeye başlar. Sonra kendi ağırlığını ve gökteki ayın yörüngesini düşünür. Sonra birden elmaya, kendine, ve gökteki aya etkiyen gücün aynı olduğunu anlar. Bu güç tüm bu cisimleri yere doğru çektiği için bu güce yerçekimi der.

Zaman olmasaydı o adamın beyni bu şekilde sıralı bir neden-sonuç ilişkisi kuramazdı ve dolayısıyla kafasının içinde herhangi bir düşünce oluşturamazdı. Hoş, zaman olmasa o elma da hareket edemez ve yere düşemezdi elbette. Hatta evrende hiçbir şey hareket edemez ve hiçbir şey algılanamaz / hissedilemezdi. Çünkü bu algının / hissin oluşmasını sağlayacak herhangi bir bilgi akışı olamazdı durmuş bir evrende. Yani zaman durmuş olsa bile gene her şey olduğu gibi varlığını sürdürür evet ama işte zaman olmadığı için bu varlıklar arasında herhangi bir bilgi gidiş gelişi / alışverişi olamazdı.

Evren, zaman ve bilgi dedik. Bu üç kavramdan ikisi oldukça somut kavramlar. Evrene, etrafımızdaki nesneleri içine alan dev bir küme diyebiliriz. Bilgiye ise, evrendeki bu nesnelere çarpıp gözümüze yansıyan ve o nesneleri görmemizi sağlayan ışık diyebiliriz kolayca. Zaman da bu ikisinin arasında bir yerlerde olmalı. Peki tam olarak nerede bu zaman? Her şeyden önce zaman somut mu? Bir ölçü olmaktan daha fazlası mı? Yoksa evreni ve bilgiyi algılayabilmemiz için beynimizin yarattığı bir ilüzyon mu sadece zaman?


Zamanı şu şekilde de inceleyebiliriz. Üç boyutlu uzayda fiziksel olarak gidebildiğimiz yönleri bir düşünelim. İleri-Geri, Sağa-Sola ve Yukarı-Aşağı. Gidebildiğimiz tüm yönler bunlardır fiziksel uzayda. Ama bu "gitmek" eylemini zaman olmasaydı yapamazdık öyle değil mi? Çünkü gitmek eylemi bir yer değiştirme işidir ve bu iş sadece zamanla ölçülebilir ve bu iş sadece zamanla anlamlı / rasyonel hale gelebilir. Demek ki zamanın bu boyutlarla çok kuvvetli bir bağı var. Hatta bu bağ o kadar derindir ki uzayın dokusuyla zamanın dokusu tamamen iç içe geçmiştir. Ne uzay zamandan ayrı düşünülebilir, ne de zaman uzaydan. Uzay ve zaman bir bütündür. Evren, uzay-zaman dokusundan meydana gelmiştir.

Yüz yıl kadar önce Einstein kafasında bu olağanüstü fikri oluşturmaya başladığında işe böyle düşünerek mi başladı bilemiyorum elbette. Tıpkı Newton'un yerçekimini keşfederken ağaçtan düşen o elmadan esinlenip esinlenmediğini bilmediğimiz gibi. Ama böyle hikayeler bilim tarihinde her zaman olmuştur. Popüler bilimin gelişmesinde özellikle büyük pay sahibidir bu hikayeler. Çünkü benim gibi matematikten çok fazla anlamayan ama bilime meraklı insanları bir mıknatıs gibi çeker bu hikayeler.

Zamanın, uzayın üç boyutlu dokusunda hareket edebilmek için gerekli olduğuna ve bu nedenden dolayı zamanın uzay dokusuna bağlı olduğuna ikna oldum. Ama hala zamana dokunamıyorum. Hala onu göremiyor ve hissedemiyorum. Yani somut bir şey olduğuna ikna olamadım henüz zamanın. Belki yok belki soyut ama zaman diye bir şey gerekli orası kesin. Gerekli olan bir şey nasıl görünmez peki? Uzay dokusunun içinde olduğu için mi? Yani bu evrende, üç boyutlu uzayın içinde bu uzayın ayrılmaz, koparılamaz ve hatta ayrı düşünülemez bir parçası mı zaman? Yani zaman aslında uzayın ta kendisi mi? Bir başka deyişle, evrene baktığımda gözümle gördüğüm o sonsuz boşluk aslında zamanın ta kendisi mi? Yani zaman evrene hareket veren dinamo değil aslında, tam tersi, evren işte bu hareketin / devinimin yani zamanın ta kendisi aslında.

Sonsuzluk ve zaman kesişti böylece. Zamanın / uzayın içinde hareket ediyoruz ve sonsuzluğun görüntüsüyle yaşıyoruz. Zaman o kadar somuttur ki aslında, evrene hareket verip atomlarımı titreştiren ve beni yaşatan candır zaman. Zaman nerede mi? Zaman hem bendedir hem her yerde. Zaman hem "ben"dir hem her şey. Zaman evrenin değil, evren zamanın bir parçasıdır. Zaman her şeyin başlangıcıdır. Evrenden önce zaman yaratıldı. O minnacık noktadaki her parçacığa hareket verip genişleyerek bize kadar ulaşsın diye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder